January 26, 2010

mon patron à moi

Aimes-moi !
Seulement pour toi
J’ai été chez le coiffeur
Je me suis achetée de nouveaux habits
Je n’ai pas dormi de la nuit !
Que tu me trouves coincée m’a fait peur
Pour t’impressionner…
J’ai demandé conseil à mes amis

Un peu de temps,
Donnes-moi juste un peu de ton temps
Et tu verras, en moins d’une heure je serai partie

Poses-moi toutes les questions que tu voudras
Je serai livre ouverte, transparence à l’infinie !
Je serai respectueuse,
Je saurai te surprendre, te rassurer, te détendre

Je serai là tous les jours,
Les heures passerons mais je ne te quitterai pas
Mes heures… je ne les compterai pas
Epouses-moi !
Heuuu…. Non… je voulais dire… embauches-moi !
Patron !
Je le jure,
Je ne dirai dans ma lettre,
Dans mon cv,
Rien que la vérité
Mon homme, ma famille, mes amis,
Seront au second plan, je te promets
Jamais enceinte je ne serai !
Mes règles non plus, je ne les aurai pas !
Soit mon patron, embauche-moi
Tu ne le regretteras pas !
Moi ? je… ne le regrettes dé… pas.

January 23, 2010

muzisyen

Dudaklarini kullan, nefesini
Yumusak dokun arada bir de keskin
Tahmin edilemeyecek notalar kat hareketlerine
Kadinin gerilen boynu, arkaya sarkan basi…
O mukemmel uzantinin odak noktasindan
Isirilmaktan kizarmis dudaklarin gevsedigi araliklardan
Bir ses cikacak ki o sarhoslukla duymayacaksin
Duydukca bu muzige kendini kaptiracak guney ulkelerinin tadina varacaksin
Tad katacaksin kivama, makama uyduracakasin hareketlerini, ellerini uyduracaksin kivrimlara
Sen muzisyensin… orkestran olmasada sef sensin
Gitari, piyanoyu, kemani calmak marifettir
Hatta cogu zaman da disi kalbe giden yolda cicektir
Sana annen utanmistir anlatmaya
Filimler kirletmistir gozlerini mutlaka
Ilk sevgililerin de belkide bilememistir ama
Olay Koreografidir birazda
Sanatsal olan, senin dudaklarinda baslayip ses tellerimden sicrayan muziktir
Kol kaslarin gerildikce enstrumanin etrafinda
Bu segircisiz verilen bir konser
Kuma cizilen bir resimdir
Unutulsun ki hatirlatmalar cok olsun diyedir
Sokak ressamlarinin yagmura teslim ettikleri, yere boyadiklari bir eserdir

January 21, 2010

kadin esittir erkek

Kivircik saclari arada bir dusuyordu gozlerinin onune
Elleri gitarin uzerinde
Dudaklari mizika ile mesgul
Ayaklari ise iki farkli ayar pedalinin arasinda gidip gelmekte

Cildi ele veriyor 20li yaslar ile vedalasmis oldugunu
Gozleri duygusuz ama insani geri cevirmiyor
« Her an gulumseyebilirim » mesaji veriyor ifadesi
Sakaci bir cocuk ve gormus gecirmis bir adam
Flirty bir muzisyen ve para kazanmaya calisan bir fransiz
Dost canlisi ama umarsiz bir yabanci
Mukemmel british ingilizcesi ile sarkilar soylerken o
Birandan bir yudum daha alip daldirdin gozlerini bardagin icine

Duyuyor ama dinlemiyordun artik
Icindeki sesler yukselmis
Seni sorguluyordu
Simdi buradasin
Parisin dar sokaklarinda bir bardasin
Bir scottish pub’da
Dibindeki tuvalet kapisinin yaninda
Ayakta duvara dayanmissin
Uzerinde bir bogazli kazak, saclarin daganik

Ne kadinlar kadin nede erkekler erkek
Ne fark ederki,
Senide altinda kot var, ayaginda bot var
Dilpomalisin sende, cebinde kendi paran var
Karsi masada oturan kadinin cani cekmis
Ona bira ismarlayan uzun sacli gitarist ile sevisecek bu gece belli

Iste abi ! esitlik !
Belkide fazla ileri gittik..

Sarki bitti.

Vapurdasin, Istanbul’da
Manzara her zamanki gibi
Guzel, sessiz, hayat dolu ve ölümsüz
Hayat dolu ve olumsuz ?
Motorun ust katinda, acik hava da oturuyorsun
Soguktan basta cok usudun, simdi hissetmiyorsun
Elinde sigara, cok huzunlu gibi duruyorsun
Etrafinda kara paltolu, kara kasketli
Biyikli biyiskiz
Işli, işsiz,
Hisli, hissiz adamlar
Oradaki tek kadinsin
Ve kendini yerinde hissetmiyorsun asagidaki koltuklarda oturmuyor oldugun icin
Ve belkide sigara icmekte oldugun icin
Ama birseyler degisti, dokunulmazsin
Tutturuyorsun sigarani
Etrafina ara sira heyecanlanan donuk gozler ile bakiyorsun
Kendini mutlu yada mutsuz
Asik yada umutsuz
Yalniz falan da hissetmiyorsun
Gelecegi dusunup kapitalizmdeki yerinin neresi olabilecegini hesapliyorsun
Sonu gelse hayal kirikligina ugrayacagin bir yarisma icerisindesin
Elinden gelen gelmeyen ne varsa yapmak uzere strateji dusunuyorsun
Yuzundeki ifaden olmasi gerektigi gibi [Bogaz’a, kiyilarina
Cami minarelerine, galataya, kiz kulesine, Beyazit kulesine, Koprulere
Uzerinden gecmekte olan kirmizi isikli arabalara,
Havada illaki ucusmakta olan martilara
Biryerlerden biryerlere yolculuk eden yolculara …]
Vurgun oldugunu sergiliyor
Belkide yurt disinda yasadigini belli ediyor
Belliki cok beklemissin buralara gelmek
Bunlari yeniden gormek icin
Yeniden bu soguk suyun uzerinde kitalar arasi yuzmek icin
Yeniden kendi dilinde konusan saclarini boyatmis kadinlar
Ve ”cok buyuk işler” peşinde koşan adamlarin arasinda oturabilmek icin
Aralarinda basi baglisi, punkçisi, iş adami, gayi, paralisi, paralanmişi, fakiri,
Gururlusu, engellisi, dilencisi, çinlisi, zencisi,
Tiyatrocusu, rapcisi… hersey dahil bu ulkede, herkes gibi kendi evindesin
Ama kapilari ardina kadar acik bu evin seninde bir adim disinda hep bir ayagin…
Hasretini cektigin manzaranin icinde, sen felsefeyi, duygulari birakmis
Kendinden habersiz “kimim, kim olmaliyim” derdindesin….

Saint Michel meydaninda bulustu sevgililer
Genc adam bir buket gül almis gamzeli kiz arkadasina
Kiz boynuna sarilip optu onu aylardir gormemis gibi
Turistlerin sony makinalarina cektigi heykellerin onunde cikacak onlarda
Her bakildiginda gorulmeyecek bir parcasi olacaklar çin’de bir evde duracak o resimlerin
Bir restorant’a gittiler daha sonra
Cocuk kapiyi tuttu kiza
Sandalyesini tuttu o oturmadan once
Kiza sordu ne icersin diye
Kendi fikrini sonra soyledi
Yillar sonar evlendi bu iki sevgili
Kadin esinden cok para kazaniyor simdi
Erkek ise bir kac yil calistiktan sonra evde kalip cocuklari buyutmeye karar verdi

Kadin eski kadin degil
Erkek eski erkek degil
Fizyonimik olarak killar, boylar ve ömürlerin uzunlugu degisti
Hala daha zayif, daha gucsuz kaslari var bayanlarin
Erkekler…
Genelde daha kisa boylu ve daha ince sesli
Kimi hala kasli ve genis omuzlu
Goz yaslari artik pinarlarindan cok uzaklarda degil
Aciya ve sikintilara olan tahammulleri artik daha dusuk
Ve duygulari incinmeye pek musait…
Centilmenler ve kahramanlar bir ucaga binip Vladivostok’a tasindi

Artik dunya bir ada…
Uzerinde irili kucuklu kadinlar
Ve bir akintida, arada bir kol cirpan adamlar var
Esitlik istemistik evet… sonuc ?

Motor uskudar’a yaklasinca millet ayaga kalkip siraya girdi
Yeniyil kararlarini almis, kendini gaza getirmis
Gokdelenlerin birindeki yerini almak icin ataga gecmeye hazirdin
Sende dikilince yerinde, ruzgar bir farkli degdi tenine
Son on dakikadir gozlerini daldirdigin sulardan cikartip
Gormeye basladin baktigin manzarayi
Simdi yalniz bir kadindin,
Simdi aski ozleyen bir bayan
Kalabaligin icinde olmak istemeyen bir cocuktun…
Simdi robotluktan ve hirslarindan cikmis, yeniden insandin
Yeniden Istanbul’a hayran bir “realist hayalperesttin”…

Hayat her yasayan icin farkli
Nefes bazen aci, bazen tatli
Yaslanmak kimine amac kimine eziyet
Saniyeler bazen ayaklarindan agirliklara bagli
Yillar bazen sanki surat kosusunda yarismaci
Tenine degecek bir el bazen tek istedigindir
“Benim” digebilecegin odana girip battaniyelere gomulmek kimi zaman tek arzun
Kadinmisin sen? Yoksa artik sen sadece senmisin… milyonlarin arasinda iyi kotu bir canli

yuzumdeki taze bebek

Yine Gunler uzadi ya
Ittik karanligi uzaklara
Her anin bir sarkisi var
Gel sende düs yoluma

Yuzumde ruzgar serinligi
Dudaklarimda bahar nesesi
Degiyor bin kere degiyor
Acilarin cekildigine
Bekledigine degiyor hayat
Bak gunes dönüyor yine

Aklimda eski siirler
Dokuluyor o mis kokan dizeler
Kim kime yazmis bilinmez
Onlar gizemleriyle guzeller
O eski adamlarin, o eski asiklarin, o eski cirpinan yureklerin
Sesleri, nefesleri aklimda her birinin

Her anin bir sarkisi var
Her anin melodisi, sesi
Dokulen her yasa deger
Yasanan guzel saniyeler

Binalarda isiklar yaniyor tek tek
Aksam oldugunda ben mutsuz olurdum
Gel yakalim lambalari bizde
Karanliklar gitmeye mahkum
Ellerimiz ilik kalp atislarimizda birlesince
Hepsi gitmeye mahkum
Hepsi bitmeye

Uzun zamandir sesimi cikartmiyordum
Hatta artik ruya bile gormuyordum
Hayallerim siyah beyaz
Her anim efkarliydi biraz
Sana artik inanmiyordum
Ayagim takildi bir tesadufe
Sana yakalandim mucize
Hayatin guzel parcasi
Senin icin degermis canim, gozumun her bir yasarisi
Canimin her bir yakarisi
Gonlumun her bir yasi
Sen ask degilsin, sen sevgili degil, sen benim yuzumdeki taze bir bebeksin
Sen insan degilsin, sen hicbirsey degil, sen herseysin
Sen yasama istegi, bir kusun urperisi, bir yapragin done done dususu,
Sen mis gibi doga kokusu, bir dostun kahkaha ile gulusu
Sen hayat,
Sen mutluluksun
Tanrimin bizi buralara getiren umudusun

47

Turkiye col olmasin
Akan goz yaslari kurumasin
Bizi bindirdikleri 28 atli karincada
Kimse bir yere varamasin

donsun dursun
dansoz dunya
basimizi dondurmeye doymadin daha

aldigim nefesle sarhosum hayata
bosver marlboro bosver abi ya
havayi kokla bak surekli hirosima

hepimiz kardesiz turkusunu sil bastan
kim kimin bacisi, abisi, ablasi
kalmamis neslimizin insanlik anlayisi
dizilerden ogrenirsen hayati,
bak sayfa "yaprak dokumu", "ask-i-memnu"
bundan boyle herkes herkesin gacisi!
bak sayfa "kurtlar vadisi", "ezel"
erkek dediginin elinde tespihi tabancasi

mutlu olmak icin sevmek lazim
oldugun yeri, oldugun kisiyi
huzurla yuruyebilmek icin
gurur lazim, istek lazim
I am what I am demisti biri
Bakmayin siz ona, daha iyi olmak lazim

ama siz durmayin
arkaniza bakmadan kacin
bedava dagitiyorlar amerikada jeepleri
durmayin binin ucaklara kacirirn kecileri

Uyan kardes uyan
Sanmaki kapinin ardinda
Var bir utopya
arkana bakmadan kaciyorsan o baska

Uyan artik uyan
Olamaz sana senden baskasi canan

Biz onlara yakit olduk, onlara katik
Onlara akit paralari akit

Gencleri attik saldik kactik
Dehalari elimizden kacirdik
Yorum var hep derde yorum
Yokmu sende cozum katma soruna sorun
Adam bikmadin cumleleri uzattin
Ben dinlemekten yoruldum
Sen hala palavrasin, hala kizil koltukta, nara atmaktasin
halka seslenip duruyorsun, ayh senin sesin kisilsin

Atan belli bizi satan seytan belli
Gormedinmi bak gozleri deli
Sana uzanani elmi sandin
Bir adim atarsan ucurumdasin

Hepsi ayni bu iblislerin
Kimi ak kimi kara ama gorunce bilirsin
Kimi el kimi evinin icinde, kafayi yiyeblirsin
Beynini yikar bazisi
Bakarsin onuda yapamayani cikar
Seni, elinde oyuncak, komurle karsilar
Gulmekten olebilirsin
Acliktan korkuyorsan kafayi ortebilirsin

Uyan kardes uyan
Sanmaki kapinin ardinda
Var bir utopya

Uyan artik uyan
Olamaz sana senden baskasi canan

Bebek ellere dogum gununde tabanca sikistiran
Insani insana dusman yapan
Arama utopya orda burda
Utopya isleyen demirin calisan bilegin ucunda
Utopya sevmeyi bilenin af edenin ruhunda
Bekliyorum
Varya genc atlar bir saha kalksa
Hadi gelin coskuya
Sizinle ayni duraktayim
Yuregim elimde, beynim agazimda
Bekliyorum, bikmadim ben inancimi satmadim
Dur diyelim gerekiyorsa bu donek dunyaya

Toplumun hafizasini kirmizi baliga benzetenler
Merakinizi popstarla olcenler
Butun ulke icin gecerlimi fikirleri
Aaa dogru bu icimizdeki yuzde kirk yedi !!!!
mayis 2009

un jour qui en précède un autre

Je suis sur un pont à Paris
Un pont parmi tant d’autres
Un pont dont je ne connais pas le nom
Et je m’en fou de qui l’a construit, pourquoi ou pour qui…

Le vent est puissant à cette heure-ci
Il me chasse
Ou peut être qu’il m’embrasse
Sur chaque mm² de mon corps il passe et repasse
Et chaque mm² de mon cœur il glace…

Je suis là sans raison
Sans explication
Je fume une clope qui en précède une autre
J’écoute une chanson sur mon iPod, une chanson qui en précède une autre…

Et je reviens là,
Une fois par semaine,
Pour contempler la seine toute nue devant moi
Froide et foncée comme beaucoup de mes pensées
Je l’aime cet eau qui coule, qui s’en va, sans jamais regarder en arrière
Si je pouvais en faire autant, je n’irai pas m’offrir une bière
Je préfèrerai la sobriété à l’amour,
Qui platonique comme toujours, me fait gâcher du papier et de l’encre….

Je l’aime ce vent qui me touche et qui m’entoure
Il sait, lui, que je suis là
Et je sais qu’à chaque rendez-vous il sera là.

Tous les jours je suis forte, et confiante comme un soldat,
Et une fois tous les 7 jours,
Je redeviens enfant,
Je retrouve mes larmes, ma flamme,
Je redeviens femme,
Celle qui doute et celle qui redoute
Celle qui veut, sans le dire, être embrassée comme dans les comédies romantiques
Et faire l’amour comme une punk, comme une rebelle,
A l’arrière d’une voiture, au bord d’une route, peu importe où
Ce qui importe c’est « avec qui ? »

Je quitte ce pont une fois par semaine,
Je quitte mes soucis, je les jette dans le courant des oublis
Avec mes joues roses et mon haleine de fumeuse
Je retourne entre mes 4 murs, et mes 2 fenêtres
Qui regardent Paris avec les yeux d’une amoureuse…

January 19, 2010

yanlis tren

Ilk baharda dokulen yapraklar
Mart ayinda uykuya yatan kediler
Googl’eda aradigini bulamayanlar
Paris’te asksiz yapayalniz gezenlerrrrrrrrr varrrrrr

Bu devirde mesaj atamayanlar
Ucaga binmekten korkanlar
Hayatindan kimseler gelmeyip kimseler gecemyenler varrrrrr

Sevdiginin nikahinda sahitlik edenlerrrrrr
Treni kacirmaktan beter, yalnis trene binenlerrrrrrr
Ve boyle benim gibi kalbinin atisindan korkan
Bir suru gariban varrrrrr

Ne anlarsin deme melankoliden
Soylemesi bile zor birde dusun verdigi hissi
Bir gurup kuralim facebookta, bir norm olusturalim, normal disi yasantilarimizaaaa

DIGERLERI

Yap boz gibiyim
Yapiyorum ve bozuluyorum
Iskambil kagitlari gibi sinirlerim
Ellerim ne kadar saglam olursa olsun
Elimdeki tek malzeme bu kagitlar
Esinti ciktikca titriyor, bazen de dagiliyorlar

Sinirlerim, bedenim… yuregimi kimi zaman takip etmiyorlar
Ben de dogada tek ornegi olan bir yaratigim
Klonlastirmak istiyorlar.
Uyumlu olup yerimi ararken,
Kendimi kaybediyorum, kendim silindikce baskasida olamiyorum
Kendini sevip anlayis gostermek gerekir diyor bilen kisiler
Kendileri de baskalarinin kitaplarini okuyan kisiler
Hangi sirket izin verecek kendimi sevmeme bilemiyorum
Cirpiniyorum, para, hayaller ve toplumlar arasinda
Ucak olma duslerini kurarken matkap oluyorum
Sartre dogru diyordu, cehennem digerleri aslinda
Peki ya cennet nerde ? onu kendimmi yaratmaliyim ? enerjimi temizleyip, gozlerime mavi camli gozlukmu takmaliyim?
Guzel hayaller kurmak gercegin ta kendisini yasamaktan daha saglikliysa…
01.2010

GULDURMECE, KANDIRMACA

Adimlarim hep sana adamim
Erkegim olmayi ogretiyor bir yerlerde kader sana
Dostum olmayi, olgunlasmayi, bir yerlerini de eksik birakmayi ogreniyorsun ki ben tamamlayayim
Kadin oldugumun kaniti sen olacaksin
Siyah olmasaydi beyaz bizi aydinlatamazdi
Ben olmazsam sende aslan olamazsin

Bana seslenmiyor bu siralar ask sarkilari
Sana uzaniyorum yinede
Sicak soguk oyunu oynar gibiyim
Ararsam bulamam, aramiyor gibi gorunmekteyim
Kurcaladikca kaderi yanlis adamlara carpiyorum
Gulduruyorlar beni, ben daha ilk bakista anliyorum kukremeyi bilmediklerini

Aski sevdigimde bir bebektim
Ciddi birsey zannediyordum kendisini
Buyudukce onunla bir küstük bir baristik
Simdi biliyorum bir oyun oldugunu
Kaderin ellerinde, piyangonun herkese cikmadigini, kazanmanin kesin olmadigini ve aslinda senin bir yerlerde olup olmadigini, yada bir gun yanimdan gecip tuglerimi urpertip gitmeyecegini… bunlari bilmiyorum…
Bu hayat bozuk cikti, bir yenisini verin turunden bir sigorta yok, musteri hizmetlerinde de is yok
Seni bulamazken ben anladim ki tek mecburiyetim, kendimle iyi anlasmak.

KIM OLURSAN

Gunesken, parca olmus kopmus, kaybolmus
Tek olmus, bir olmus, kendisi olmus

Sogumus, kurumus
Menopozlu bir gezegen gibi
Usurken fazla isinmis

Gel yaklas bana
Usuyorum, dengem bozuldu dusuyorum

Tenim kuruyor, catliyor, tum guzellikler felaketlerime yeniliyor
Ac kaldim, acikta kaldim, sevilmeye titreyen segircisiz bor sokak muzisyeni gibiyim
Sirf beni sevdigin icin sevebilirim seni,
Kim olursan ol gel demis mevlana,
Son zamanlarda da mcdonlads amca
Sen bi gel, biraz felsefe yapar sonra da tuketiriz askimizi
Usurken isiniriz, kavga edip sevisiriz, sonrasini dusunmedim
Onuda sonra yazar cizeriz…

HER INSAN GIBISIN SENDE

Paris kiskandi gozlerimdeki pariltiyi
« Beni artik sevmiyormusun ?
Aliskanlikmi oldu iliskimiz ?
Sondumu alevimiz ?
Yeniden canlandir beni kalbinde !
»

Kadinligimi tanidim senin kollarinda
Senin serin bakisli sularinda
Kadinsin sende, kaprislisin
Guzeldin…
Simdi solmus suslerin
Yoruldu simsiki parmaklarim kacmayasin ellerimin arasindan diye tutarken seni
Nazin, korkmadi usandirmaktan beni.

Londra sokaklari bana yabanci,
O yeni hayallere yol acti
Ucunda ne oldugunu bilmedigime “avenue”’lar
Kulagima asina olmadigi aksanlar carpti
Yanaklarim heyecanli bir esinti ile utanctan kizardi

Ama kararli dondum sana
Taze ama yillanmis bir ciftiz seninle
Hic ummazken, evdeyim simdi sende.

Hey gidi hey nostaljisiyle oksuyor kirpriklerim seni yine.

Nereye gidersem gideyim
Sana arkami donsemde, onumdesin benim
Sen bendesin
Ellerim hala senin
Her gun degisen bir insan gibisin
Her insan gibisin sende
Hala seviyorum seni
Yeniden evlensemde baska yerlerde
Ben ve parcalarim
Hala seninim.
20.10.09

SYLVAIN

Heure 20 :13 – 1 client
Prix nets service compris
Merci et à bientôt
Vous avez été servis par :
Sylvain
T.TTC 2,50
Bein devines!
Et oui c’était un café.
Le moins cher, mais pas le plus mauvais !
Le chauffage accroché au plafond, une clope à la main, un sourire perdu dans la foule…

Seule mais bien accompagné
Ce soir, seul sylvain m’a parlé
Il m’a prise pour une espagnole
Je ne lui ai répondu que par un « non »
Mais tout en appréciant son approche banale, qui m’était compliment.
20.10.09

QUELQUE CHOSE A DIRE ?

Quand t’as vraiment peur ton souffle se coupe.
Quand t’as vraiment mal, le temps se fige, tes yeux gèlent, l’éternité t’embrasse.
Quand tu aimes vraiment, le présent te fuie, les pensées deviennent folie.
Quand t’es jeune et pleine d’énergie, la vitesse fait partie de ta vie.
L’impatience peut t’effrayer, les émotions peuvent te noyer
Et tu peux chercher un amortisseur d’être dans les clopes, l’alcool ou les calmants
Te venger de toi-même en te tuant
Mais tu es là,
Alors tant qu’à être sois !
Dors un peu et renais d’hier plus forte qu’aujourd’hui !
Car le jour où tu auras quelque chose à dire
Tu l’auras sans doute déjà dis mais… mal dit.
22 : 53 – 19.10.09 – Eurostar vers Paris

YAVAS VE SASIRTICI

Hazine gibi uzayan meyvalar
Agacin caresiz ve asik titreyislerinden zevk aliyor
Acele yok,
Sen fark etmeden, gun be gun opecekler tenini
Yeserip renklendikce cilveli cicekler
Cilek kokulu yapraklar yuzyillarin ustaligi ile sabrini zorlayacak

Doga guzel, durgun, canli ve oyuncu
Oyunu bozan acele
Hizli yasayip genc olmek ile alakali acele gidenin ecele gidisi

Askim, sevgilim, bekle,
Her an seni sevecegim
Ve gun be gun, ufak, ufak tenini opecegim
Sen urperdikce ben his edecegim
Ben yaklastikca nefesim seni isitacak
Yaklastikca, kisik ses ve sasirtici yavas adimlarla
Umudun volkan gibi yuregini darma duman edecek
Aci tatli bi cin sosu tadinda patlayacak ve uzerini ortecek

Geldik zannettikce sen
Daha onumuzde yollar uzayacak
Ve sen, beklemekten usanacagini sanarken
Bir gun, hic ummazken,
Bu oyunu seveceksin
Ve o an simdiki zaman denen sey sonsuzlasacak
Herseyim senin olacak.
30.09.09 – pont des arts – paris

UNE FILLE

Quelque chose ressemblant fort à l’envie de pleurer traine entre ma poitrine et ma gorge.
Essayer de comprendre est l’erreur à ne pas faire.
Je le sais
Je connais l’humain que je suis
Au fond, l’animal surgit
L’énervement se mêle à la mélancolie
La lionne rugit de toute force
Pendant que pleure doucement
La chatte, de l’ombre de cette fille

J’habite « rue pas d’homme »
Je vis dans cette ville orpheline
Quand l’un où l’autre vient à changer
Les nerfs de femme forte se sentent menacés
Mon cœur se met à réfléchir, du moins, à essayer..
Le dilemme, comme un charmant joker me sourit de là où, toujours, il est.

ICTIM

Gin Tonic’e login tic dedim
Ama onu degil ben ac karnina 2 sisecik birayi sectim
Kafam guzeldi, bunu farkedip neselendim
Sigara’da ictim
Havayi’da ictim

Butun hatalarim
Eksilerim
Artilarim
Esitlendim
Hepsini ictim

Ruzgar yuzume vurdukca oh cektim
Eve bir sarhosun ezberlenmis adimlari ile
Evimde karanlikta yururcesine ilerledim

Bir hayal ile seks yaptim
Umutlarimi yedim bitirdim
Elimde sokakta bulunmus bir kalem ile metroya bindim ve sana yazdim
Tek okurum ve tek yazarim

Anlamadigim hicbir sey umurumda degil su an
Huzur bu olsa gerek
Eve gidip bir dus yapmak
Ertesi gunun hesaplarini portmantoya asmak
Telefondaki saati kurmak ve serin yatagimin sagini da solunuda kendi kollarim ve kendi bacaklarimla isitmak

Yine vardim sag salim eve cok sukur
“tu peux naître au bon endroit, un amour sincere pour guider tes pas..”
Tryo bu sarkiyi cok hizli mi soylemis su an bana mi oyle geliyor
Sarji bitti iPod’un, uyudum ilk defa, ayagimda coraplarimla…

PARIS, MON ZOO

Je suis frustrée de cette stupide désolation
Je n’en veux pas des prix de consolation !
Entre lourde sommeil et illimitées ambitions, mon cœur balance
Entre désir et punition naquit un jour la confusion.

Je veux me jeter dans la seine, y pourrir et renaître de sa verte luisance
Je ne mérite pas la transparence, ni d’emprunter aux diamants leur brillance

Une cynique « allumée » par les bateaux-mouches que je suis
Je veux tenter toutes les options de mon corps
Voir jusqu’où peut aller mon cœur

Je découvre les pénombres de mon âme
Ce packaging ne lui convient guère
Impossible d’imaginer si j’aurai du être plante, animale ou plutôt blonde, black ou asiat.
Je n’aurai sans doute pas du être…
Mais comme la faiblesse de cet esprit qui vit en « moi », autrement dit, chez Freud
La vie me drague, la vie m’est drogue
Comme tous mes sentiments
Je veux tout à la fois,
Sans raison, sans limitation, vivre vite vite très vite !
Et mourir jeune avant d’avoir commencé à me méfier de la mort.

Merde !
Que signifie que cette mesure qu’est le temps ?
Au bout de dix ans, le passé ma paraîtra constitué de secondes,
Le futur semblera toujours aussi long et court
Le siège éjectable qu’est notre corps
Décidera un jour d’en avoir marre.
Ce jeu amuse le grand parton
Seul lui crée et détruit,
On attend dans une grande salle d’attente, pas si grande
Que notre tête, un jour, l’ennuie.

Les jeunes buvant et s’amusant au bord de la seine
Je vous aime.
Toi, dans le bus, te demandant pourquoi je suis assise sur ce bout de mur
Au coin d’une statue, d’un pont
Tu m’observes avec tes yeux questionnant ma raison
Je t’écris et je t’aime
Tu n’es que seconde dans ma vie, tout comme ma naissance,
Je t’écris toi qui es sans importance, pour t’éviter l’oubli
Comme tu ne m’en remercieras pas, je le fais pour toi.

On ne m’a donné personne à aimer,
Ni homme, ni poupée,
Et bien je m’en fous
J’aime la belle et sexy haine
Je m’aime et je t’aime
Va comprendre !
J’adore que tu n’y comprennes rien !
C’est moins marrant quand tu me réponds…
Aujourd’hui, je préfère les questions
Demain je serai devant mon outlook, devant ma table, à rédiger des mails bien cordialement
Maintenant, pour le moment, j’ai décidé de lâcher un peu la folle hors du zoo…
Et puis que peut-on comprendre vraiment, à part les maths… le reste c’est de la philo.
Je sais qu’avec cette accumulation de liberté inquiétante je t’épate
C’est une langue que tu ne parles pas.
Dans mon cv à moi, c’est lu-écrit-parlé !
Non, ton désespoir chéri, n’est pas de taille
De nous deux, seule JE déraille.

Le jour, la nuit, le travail, la nuit
Manger, pisser, extérioriser les déchets, faire l’amour, procréer
Ça ne me suffit pas à moi et à pas mal d’autres que toi
On doit avoir des gros problèmes d’ego sans doute
Ou tout simplement on n’est pas à nos places
Je le savais bien que j’étais souvent déplacée tiens !
Un rôt en plein cocktail ? aïe ! En smoking dans un pub irlandais…
Je manque d’envie d’adaptation
Frustrée de cette stupide désolation
Je suis seule sans l’être
Ce ne sont pas là de vrais problèmes d’adultes me dirais tu si je te laissais parler
De toute façon « tu » n’existes pas, le bus n’est plus là…
Mais « vous », très cher, n’est pas un mot pour moi…
25.07.09

ODANIN DISINDAKI MEVZU

Sokak kokuyor saclarim
Dus sonrasi ruzgarda kurumaya alisiklar
Barlari biralari cok sevdigimi zannederdim bende benim hakkimda dedikleri gibi
Duvarlarmis sevmedigim

Anlarsin belki beni
Sessizlikmis beni bayan
Televizyondaki yuzler ve sesler ile yetinemeyisimmis beni disari kaciran
Onunla, bununla, arkadasla, yabanciyla yada kendimle bas basa,
Yuruyuslerim, gezislerim, “su sokaga hic girmedim, bir bakayim ucunda ne varmis” deyislerim

Parami, kahveye, alkollu alkolsuz iceceklere akitisim, susuzlugumdan degilmis
Birikmis basbasaligim, basimi agritmis monologlarim
Bunlara doydum, ozledim simdi seni
Ama az tanidiysan bilirsin, yalnizligimi da her an isteyebilirim geri

Serserisin, toz yumaklari icinde yasayan ve bunu kafaya takmayan
Degisken bir molekülsün, hastalikmi çaremi henuz anlasilmayan
Ona buna bulasiyorsun, ama hanci degilsin sen yolcusun

Mutlumu mutsuzmu
Cokmu kalabalik, fazlaca yalnizmi?
Senmisin sen, benmiyim
Akmisin karamisin
Senimi korumali senden mi korunmali

Bir mars gibi soyluyorsun eglencenin adini
Eller havaya, sarap dolsun bardaklara ama sonradan tek damlasini dahi kusma ha!
Gozlerin hapsetmek istiyor guzel cirkin tum goruntuleri
Cigerlerin kilit vurmak istiyor oksijenden geriye kalan nefeslerini
Insan vucudunun yetersizligi, kelimelerin anlamsizligi ile kavgadasin
Kendi kuyruguna basip baskalarina bagirmaktasin
25.07.09

ODA

Kucuk bir oda da yasiyorum, bir kutuda
Nefes alabilmem icin bir delik var pencereli duvarda
Sevincim, ofkem veya uzuntum buyuk oldugunda
Vahsi bir hayvan gibi deliriyorum carpiyorum o yandan o yana
Sonra yorulup ayilar gibi uykuya cekiliyorum
Camasir yikayip oraya buraya asiyor kurutuyorum
Gun geliyor, sokak kizi oluyorum
Gun geliyor evsiz, sehirsiz, ulkesiz, kimsesiz oluyorum
Gun geliyor hersey ve herkesi seviyorum
Gun geliyor simdilik…
Bir gun, gun gelmeyecek bana..
O yuzden cogalip cogalip azalisimi seviyorum, fazla soylenmiyorum kagitlarimdan baskasina…

ADA

Erkeksi bir yalnizlik ve kadinsi romanlardan olusuyor gunlerim
Boncuk boncuk dakikalarim, goz yasi gibi ictigim caylar
Ve bir naratörün hikaye anlatisina benziyor aklimda dusundugum cumleler

Ben beni seve seve kandiriyorum
Zevkle evcilik oynuyorum gercek bir sehrin resim gibi caddelerinde
Beklentilere izin verdim yine bu gunlerde
Tsunamiler yukseliyor bedenimde
Cigerlerimi vip bir ucakla kurtariyorum
Kalbim bir adaydi zaten, çapi dalgalarla bir ufaliyor bir buyuyor
Kitabim, muzigim ve bir dostumu koydum uzerine
Adada kalanin hakki uctur, cevire cevire oyalaniyorum