Kivircik saclari arada bir dusuyordu gozlerinin onune
Elleri gitarin uzerinde
Dudaklari mizika ile mesgul
Ayaklari ise iki farkli ayar pedalinin arasinda gidip gelmekte
Cildi ele veriyor 20li yaslar ile vedalasmis oldugunu
Gozleri duygusuz ama insani geri cevirmiyor
« Her an gulumseyebilirim » mesaji veriyor ifadesi
Sakaci bir cocuk ve gormus gecirmis bir adam
Flirty bir muzisyen ve para kazanmaya calisan bir fransiz
Dost canlisi ama umarsiz bir yabanci
Mukemmel british ingilizcesi ile sarkilar soylerken o
Birandan bir yudum daha alip daldirdin gozlerini bardagin icine
Duyuyor ama dinlemiyordun artik
Icindeki sesler yukselmis
Seni sorguluyordu
Simdi buradasin
Parisin dar sokaklarinda bir bardasin
Bir scottish pub’da
Dibindeki tuvalet kapisinin yaninda
Ayakta duvara dayanmissin
Uzerinde bir bogazli kazak, saclarin daganik
Ne kadinlar kadin nede erkekler erkek
Ne fark ederki,
Senide altinda kot var, ayaginda bot var
Dilpomalisin sende, cebinde kendi paran var
Karsi masada oturan kadinin cani cekmis
Ona bira ismarlayan uzun sacli gitarist ile sevisecek bu gece belli
Iste abi ! esitlik !
Belkide fazla ileri gittik..
Sarki bitti.
Vapurdasin, Istanbul’da
Manzara her zamanki gibi
Guzel, sessiz, hayat dolu ve ölümsüz
Hayat dolu ve olumsuz ?
Motorun ust katinda, acik hava da oturuyorsun
Soguktan basta cok usudun, simdi hissetmiyorsun
Elinde sigara, cok huzunlu gibi duruyorsun
Etrafinda kara paltolu, kara kasketli
Biyikli biyiskiz
Işli, işsiz,
Hisli, hissiz adamlar
Oradaki tek kadinsin
Ve kendini yerinde hissetmiyorsun asagidaki koltuklarda oturmuyor oldugun icin
Ve belkide sigara icmekte oldugun icin
Ama birseyler degisti, dokunulmazsin
Tutturuyorsun sigarani
Etrafina ara sira heyecanlanan donuk gozler ile bakiyorsun
Kendini mutlu yada mutsuz
Asik yada umutsuz
Yalniz falan da hissetmiyorsun
Gelecegi dusunup kapitalizmdeki yerinin neresi olabilecegini hesapliyorsun
Sonu gelse hayal kirikligina ugrayacagin bir yarisma icerisindesin
Elinden gelen gelmeyen ne varsa yapmak uzere strateji dusunuyorsun
Yuzundeki ifaden olmasi gerektigi gibi [Bogaz’a, kiyilarina
Cami minarelerine, galataya, kiz kulesine, Beyazit kulesine, Koprulere
Uzerinden gecmekte olan kirmizi isikli arabalara,
Havada illaki ucusmakta olan martilara
Biryerlerden biryerlere yolculuk eden yolculara …]
Vurgun oldugunu sergiliyor
Belkide yurt disinda yasadigini belli ediyor
Belliki cok beklemissin buralara gelmek
Bunlari yeniden gormek icin
Yeniden bu soguk suyun uzerinde kitalar arasi yuzmek icin
Yeniden kendi dilinde konusan saclarini boyatmis kadinlar
Ve ”cok buyuk işler” peşinde koşan adamlarin arasinda oturabilmek icin
Aralarinda basi baglisi, punkçisi, iş adami, gayi, paralisi, paralanmişi, fakiri,
Gururlusu, engellisi, dilencisi, çinlisi, zencisi,
Tiyatrocusu, rapcisi… hersey dahil bu ulkede, herkes gibi kendi evindesin
Ama kapilari ardina kadar acik bu evin seninde bir adim disinda hep bir ayagin…
Hasretini cektigin manzaranin icinde, sen felsefeyi, duygulari birakmis
Kendinden habersiz “kimim, kim olmaliyim” derdindesin….
Saint Michel meydaninda bulustu sevgililer
Genc adam bir buket gül almis gamzeli kiz arkadasina
Kiz boynuna sarilip optu onu aylardir gormemis gibi
Turistlerin sony makinalarina cektigi heykellerin onunde cikacak onlarda
Her bakildiginda gorulmeyecek bir parcasi olacaklar çin’de bir evde duracak o resimlerin
Bir restorant’a gittiler daha sonra
Cocuk kapiyi tuttu kiza
Sandalyesini tuttu o oturmadan once
Kiza sordu ne icersin diye
Kendi fikrini sonra soyledi
Yillar sonar evlendi bu iki sevgili
Kadin esinden cok para kazaniyor simdi
Erkek ise bir kac yil calistiktan sonra evde kalip cocuklari buyutmeye karar verdi
Kadin eski kadin degil
Erkek eski erkek degil
Fizyonimik olarak killar, boylar ve ömürlerin uzunlugu degisti
Hala daha zayif, daha gucsuz kaslari var bayanlarin
Erkekler…
Genelde daha kisa boylu ve daha ince sesli
Kimi hala kasli ve genis omuzlu
Goz yaslari artik pinarlarindan cok uzaklarda degil
Aciya ve sikintilara olan tahammulleri artik daha dusuk
Ve duygulari incinmeye pek musait…
Centilmenler ve kahramanlar bir ucaga binip Vladivostok’a tasindi
Artik dunya bir ada…
Uzerinde irili kucuklu kadinlar
Ve bir akintida, arada bir kol cirpan adamlar var
Esitlik istemistik evet… sonuc ?
Motor uskudar’a yaklasinca millet ayaga kalkip siraya girdi
Yeniyil kararlarini almis, kendini gaza getirmis
Gokdelenlerin birindeki yerini almak icin ataga gecmeye hazirdin
Sende dikilince yerinde, ruzgar bir farkli degdi tenine
Son on dakikadir gozlerini daldirdigin sulardan cikartip
Gormeye basladin baktigin manzarayi
Simdi yalniz bir kadindin,
Simdi aski ozleyen bir bayan
Kalabaligin icinde olmak istemeyen bir cocuktun…
Simdi robotluktan ve hirslarindan cikmis, yeniden insandin
Yeniden Istanbul’a hayran bir “realist hayalperesttin”…
Hayat her yasayan icin farkli
Nefes bazen aci, bazen tatli
Yaslanmak kimine amac kimine eziyet
Saniyeler bazen ayaklarindan agirliklara bagli
Yillar bazen sanki surat kosusunda yarismaci
Tenine degecek bir el bazen tek istedigindir
“Benim” digebilecegin odana girip battaniyelere gomulmek kimi zaman tek arzun
Kadinmisin sen? Yoksa artik sen sadece senmisin… milyonlarin arasinda iyi kotu bir canli
No comments:
Post a Comment